27 Haziran 2012 Çarşamba

İSPANYA GÜNLÜKLERİ vol 1 BARCELONA

Haziran ayı gelsin çatsın diye kudurdumda kudurdum.Çünkü  haziran hem benim doğduğum ,hemde tatile start vericeğim bir aydır,lakin gel gör ki geldi ve günler ne kadarda çabuk ve hızlı geçiyor yaaa:(
Tatile öncelikle Kıbrıs dolaylarında başladık ,her yaş grubundan oluşan 8 kişilik bir kadın grubuyla kendimizi güneşe denize ve kumara verdik ,o zamanlar gayet memnundum hayatımdan neden kıbrıstan döndükten hemen sonra İSPANYA kıyılarına gidecek ve doğum günümü kutlucaktım.Sonra geldi çattı gitme vakti .Sevgili kocacığımın( kendisi en kral tur operatöründen daha aslan parçasıdır ) önderliğinde öncelikle Barcelonadan başlıcak olan ve kıyı kıyı dolaşıcağımız tatilimize start vermiş bulunduk.

18'i  sabahı kargalar daha bokunu yemeden saatlerimiz 5 i gösterince vurduk kendimizi atatürk havalimanı yollarına ,yaklaşık 3 saat süren yolculuktan sonra hopp Barcelonaydık.İlk iş normalde yapmadığımız bir şey olan şeyi yapalım,tam turist olalım diyip bus turistik otobüsleriyle tüm şehri gezdik.İlk gün yapılabilicek en kral hareketti hızlandırılmış barcelona turu.İlk günden ne yazık ki fazla foto yok çünkü yorgunluktan ne foto çekmeye halimiz kalmış akşam yemeğini bile yemeden uyumuşuz.Bir tek öğlen yemeğini LA RAMBLA 'da bulunan MOKA isimli bir restaurantta yedik ,fena değildi nasılsa daha iyilerini bulucaktık


İkinci gün modumuz iyi enerjimiz yüksek ablajımmm modunda sabahın köründe vurduk kendimizi GAUDI'nin  eserlerine.Zaten otelimiz harika bir yerdeydi yürüye yürüye gittik CASA BATLLO'ya ,şansımıza kuyruk falanda yoktu zart diye girdik.Böyle şeker gibi bir bina rengarenk ,insan iskeletini anımsatan bir yapısı var 








buradan çıktıktan sonra ikinci durağımız gene gaudinin bir diğer eseri olan La Pedreraydı,lakin tam bir izmit çocuğu olaraktan emennnnn nasılsa diğerini gördük bolummm bunuda dışardan görsek olur para vermeyelim buna diyerekten önünde fotoğraf verip bir diğer istikametimiz olan The gothic catedrale gittik


gotik katedralden çıktıktan sonra karnımız acıktı tabi ,dedik biz bir SANT JOSEPH MARKET "LA BOQUERIA"ya gidelim.Burası her biri gel beni ye diyen balıklarla deniz mahsülleriyle dolu ,fresh meyveleri hemen satın alıp yiyebileceğiniz bir sürü şekerlemelerin bulunduğu  büyük bir pazar yeri,ve buranın içersinde bulunan LA TORNA isimli bir  restaurant var hemen önünde bulunan açık büfeden siparişini veriyosun na her biri kafam kadar olan karideslerin tadı hala damağımda.







karnımız tok sırtımız pek bir şekilde barcelonaya kadar gelip mutlaka görülmesi gereken yer olan 19.yy dan itibaren yapımı süren( gaudi sadece 40 yılını görebilmiş) ve günümüzde de hala yapımı devam eden takriben 2025 te bitecek olan SAGRADA FAMİLİA ya geldik.Evet dışardan gayet görkemli mimaride eski ve yeninin etkilerini görebiliyorsunuz ama içersi öyle çok ta süper değil kanımca 





burayıda gördükten sonra artık ayaklarım mı beni sürüklüyor yoksa benmi onları sürüklüyorum moduna gelmiş bir vaziyette ama her yeri görmeliyiz yola tam gaz devam diyerekten PARK GÜELL'e geldik.Lakin geldiğimizde ben bacaklarımı o merdivenlerde bırakmıştım, çık çık bitmek bilmeyen merdivenlerin sonunda varış noktamıza geldik ,Barcelonayı tepeden izleyebileceğiniz süper noktalardan biri , onca merdivene değdi tabikide.



park guell'den sonra artık vücutta taakat kalmadığından hemen otobüse atlayıp otele döndük accık dinlendikten sonra akşam yemeğimizi LA MUSCLERIA da yedik gayet başarılı bir seçim oldu ve burda zeynoyla mehmeti bol bol andık tıpkı leon gibi pampalar:))


anastan yapılmış bu ispanyollara özgü bir tatlı ama ben sevmedim o ayrı he bi kaşık bile kalmadı o apayrı bir mevzu:))

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...